zmir Valiliği, Yeşilay İzmir Şubesi ve İzmir İl Sağlık Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Muhtarımla Birlikte Bağımlılıkla Mücadele” etkinliği, 1 Ekim’de Ödemiş Belediyesi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Etkinliğe İzmir Valisi Süleyman Elban, çeşitli ilçelerin kaymakamları ve 230’a yakın mahalle muhtarı katıldı. Etkinlik, bağımlılığın önlenmesi ve tedavisi konularında farkındalık oluşturmayı amaçlayan bir dizi bilgilendirici oturumdan oluştu. Vali Elban, muhtarlara bağımlılıkla mücadelede öncü rol üstlenmeleri gerektiğini vurgulayarak, toplum destekli stratejilerin önemine dikkat çekti. Yeşilay İzmir Şube Başkanı Prof. Dr. Dilek Takımcı ise Yeşilay’ın 104 yıldır bağımlılıkla mücadeledeki katkılarına değinerek, destek beklediklerini belirtti.

Belgesel sinemanın kültürel, sosyal ve tarihi konuları tasvir etme konusundaki güçlü yanları ve bu gücün sorumlu bir şekilde kullanılması sinema alanındaki önde gelen tartışmalar arasında yer almaktadır. Özellikle, Doğu kültürlerinin belgesellerdeki temsili, oryantalist klişeler ve önyargılar aracılığıyla çarpıtıldığı ele alınmaktadır. Bu çalışmada Uluslararası Amsterdam Belgesel Filmleri Festivali’nde (IDFA) ödül alan uzun metrajlı filmler incelenmiş, Doğu toplumlarını konu alan 13 film örneklem olarak seçilerek, oryantalist temsiller açısından analiz edilmiştir. Araştırma, IDFA’daki ödül verme kriterlerinin zaman içinde nasıl oryantalist temsillere dayandığına dair bulgular sunmaktadır. Bu çalışma, oryantalist temsillerin farkındalığını artırmayı ve dekolonyalizm çalışmalarına katkı sağlamayı amaçlamaktadır.

Makaleyi erişim linki


İzmir Yeşilay Şubesi Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı, İş İnsanı Ümit Ülkü’nün divan başkanlığında dün gerçekleştirildi. Prof. Dr. Dilek Takımcı, gerçekleşen toplantıda İzmir Yeşilay Başkanı Necmeddin Gülak’tan görevi devralarak başkanlık koltuğuna oturdu.

Yeni görevine ilişkin açıklamalarda bulunan Takımcı, “Yeni görevimde İzmir’imize bağımlılıkla ve en önemlisi bağımlılığı önlemede etkin hizmet etmemizde siz kıymetli basın kuruluşlarının desteği çok önemlidir. Yeşilay Danışmanlık Merkezleri (YEDAM) tütün ürünleri, alkol, madde, kumar ve teknoloji bağımlılığı alanında tedavi ve rehabilitasyon konusunda bireyler ve yakınlarına ücretsiz olarak sosyal destek vermektedir. Bornova ve Buca’da olmak üzere iki Danışmanlık merkezimiz bulunmaktadır. İzmir Yeşilay Şubesi Olarak yürüteceğimiz farklı yaş gurupları için hazırladığımız eğitim programları, etkinlikler, kültür sanat faaliyetleri ile İzmir’de etkin bir kampanya yürütmeyi hedefliyoruz. İzmir Yeşilay olarak Yeşilay’ın temelinde merhamet, sevgi ve sorumluluk barındıran misyon ve vizyonu bize yol gösterici ışık olacaktır. İzmir’de bir seferberlik bilinciyle insanlarımızın bağımlılığın tehlikeli dünyasında kaybolmalarını önlemek ve sağlıklı bir gelecek temel gayemizdir” dedi.

Gençler üniversite sonuçlarına göre tercihler yaparken en popüler alanlardan birisi olarak iletişim fakültelerinin Radyo TV Sinema ve Gazetecilik bölümlerine oldukça rağbet gösteriyorlar. Öğrenciler yetiştirmiş, mesleğini seven sinema televizyon hocası olarak bu alanda eğitim almayı gençlere tavsiye ediyorum. Türkiye’de eğitim alanında uygulanan yanlış politikaların sorunlarını elbette iletişim alanında eğitim veren bölümleri ve mezunları da yaşıyor. Devamı..

Dekan Takımcı’dan “Çalışan Gazetecileri Günü” mesajı

İZMİR (Ege Ajans)- Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dilek Takımcı, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısı ile bir mesaj yayınladı. Prof. Dr. Takımcı, İletişim Fakültesi diplomasının formasyonunun tanınmamasının büyük eksiklik olduğunu vurguladı.

Gazeteciliğin günümüzün en önemli ve en sorumluluk gerektiren mesleklerinin başında geldiğini dile getiren Prof. Dr. Takımcı, “Basın ilkelerine ve etiğine uygun, evrensel ve objektif yayın felsefesini benimsemiş nice gazetecileri basın sektörüne kazandırmak adına Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi ile Medya Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak tüm gücümüzü seferber ediyoruz. 212 Sayılı Basın İş Kanunu ve 195 Sayılı Basın İlan Kurumu Kanunun 1961 yılında yürürlüğe girmesiyle 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutlanıyor. Bu vesile ile toplumun tarafsız, doğru ve zamanında bilgilendirilmesi adına gece-gündüz, tatil demeden zorlu şartlar altında türlü fedakârlıklarla çalışan tüm gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü en içten dileklerimle kutluyorum” dedi.

Her önüne gelen ‘gazeteciyim’ diyebiliyor

Dünyanın iletişim çağını yaşadığına dikkat çeken Prof. Dr. Dilek Takımcı, buna rağmen iletişim fakültesi diplomasının formasyonunun tanınmamasının büyük eksiklik olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Takımcı, “Bizim alanla ilgili en çok üzüntü duyduğum şey; diplomamızın formasyonunun tanınmaması. Mesela bir ziraat mühendisi, diploması olmadan’ ziraat mühendisiyim’ diyemiyor ama bizim sektörde herkes, hiçbir eğitim almadan ‘gazeteciyim’ diyebiliyor. Mesleğimizin formasyonunun tanınmaması çok üzücü. Diplomasız insanların bizim mesleğimizi sahiplenerek, kendilerini bu alanda lanse etmeleri beni rahatsız ediyor. Her önüne gelen ‘gazeteciyim’ diyebiliyor. Sektörde diploması olmadan, mesleğin içinde yetişmiş insanlar da var. Ben bunlara karşı değilim. Ama kişi,  medya sektöründe çalışacaksa, muhabir olacaksa ya da bir gazete kuracaksa mutlaka diplomaya sahip olmalı.  Bu durum aynı zamanda meslekte yozlaşmanın önüne geçecektir. Mesela eczacı, diploma asmak zorunda. Biz de  ‘sen hangi diplomayla gazete kuruyorsun?’ diyebilmeliyiz. Bunun düzenlemelerini yaparken bunlara dikkat etmek şart. Bizim diplomamızın da formasyonunun sağlanması gerekiyor” diye konuştu.